22 Ekim 2013

6. yılı devirirken ruh hallerim

Tam da şu anda "Eti Form sade püskeviti kırmadan yatay bir şekilde ağzıma sokup yeme" konulu rekor denemem Emre'nin "e bu ithalatın ordinosu yine hazır değilmiş, ben bunların yapacağı işin amına koyayım" cümlesiyle daha başlarken bitti. Dakikalardır öksürüyorum genizime kaçmış olmalı samandan bozma meret püskevit.

Bugün beni bayramdan önce yaptığımız ihracatların siktiriboktan evraklarını hazırlarken afakanlar bastı ve bütün işleri öylece bıraktım. Aldım elime cam sil ile mikrofiber toz bezini sildim, sildim, sildim. Her hafta yapılan genel temizlikte bezle buluşmayan ne kadar köşe bucak varsa hepsine dokundum. Ve finalde masamda bir takım atmasyon değişiklikler yaptım. İşe başlayışımdan bu yana masamda olan, ne zaman birine postalayacak olsam geri tepen, tabiri caizse üzerime yapışan scanner lanetinden kurtuldum mesela. Masayı silerken scannerı kablolarıyla birlikte usulacık söküp yarın işbaşı yapacak yeni çırağın masasına ittiriverdim çaktırmadan. Böylece işimin arasında "şunu bi tarar mısın yaee" deyip başıma gelen İK hariç diğer iş arkadaşlarımın evraklarını taramaktan da uzun vadede yırtmış oldum. İK'nınkilere diyecek bir lafımız yok, onlarınki maaş ya da avans talimatları gibi tamamen duygusal işler. Baktım masaya hâlâ sığamıyorum bu kez evrak raflarını tek sıraya düşürdüm. Ben fark etmeden masam Çin'deki apartmanlar gibi sağdan sola, yukarıdan aşağıya evrak raflarıyla dolmuş tıklım tıklım. Masaya sığamayışımın sebebi benim genişliğim değil, masadaki zamazingoların çokluğuymuş meğersem. Heh şimdi oldu. Format gereği L'nin tam ortasına çapraz yerleştirilmesi gereken ancak yer sıkışıklığından hep paralel yerleştirilen monitörüm artık olması gerektiği gibi duruyor. Ne mutlu bize. Buradan, tek parça çok afedersiniz de çük kadar masalara sığabilen insanları takdir ediyor, ellerinden öpüyorum. Zira ben L şeklindeki koca masaya sığamıyorum. Annem görse şu halimi mezara nasıl sığacaksın deyip ibretlik lafını sokar ve ölümün o soğuk yüzüyle gereksiz, kısa bir yüzleşme yaşamama sebep olurdu. Annem işte.

Bu şirkete girdim gireli yaptığımız iş hep geyik konusu oldu. Bir kere ciddiye alan bir insan çıksaydı karşıma "Selo'nun işini ciddiye alan ilk insan" plaketi verecektim. Hazırladım evde duruyor ama o talihliyle henüz müşerref olamadık. Blogger profilimde meslek kısmında "hortumcu" yazdığını görenler, ne iş yapıyorsun diye soranlar aldığı cevap karşısında onlarla kafa bulduğumu sandılar hep. Her ne kadar üretim konumuz bankaları, kasaları, -geniş düşünürsek- memleketi soyup soğana çevirenlerle mecazi anlamda bir benzerlik gösterse de aman yanlış anlaşılma olmasın, biz hortum üreticisi hortumculardanız efenim, hani şu set üstü ocakların, kombilerin, sobaların boru bağlantısını sağlayan flex hortumlar var ya, heh doğru bildiniz onların üreticisiyiz.

Ve ben Selo, namı diğer şirket demirbaşı, kök salan operasyoncu. Özel hayatımda neysem, iş hayatımda da aynı bokun lacivertiyim. İş arkadaşlarım genelde severler beni. Sevmeyenlerinse kişisel sorunları vardır muhtemelen. Zira ben ki kendi bünyemizdeki laboratuarımız açıldığında laboratuara gidip tüm ciddiyetimi takınıp hortumlara basınç testi uygulayan iş arkadaşlarıma "gebelik testi yapıyor musunuz?" diye sorabilen, taş fırın erkeğiyim diye takılan ağır abilerimize özel dönemimde kanatlı, yoğun -sol alt köşesinde damlacık simgesi var onun hepsi dolu olanını alacaksın tembihiyle- kadın pedi aldırabilen, iddiayı kazandığım halde cep telefonu sözünü yerine getirmeyen patronumu tek kişilik grevle masama "bu masada grev var yazısı" asarak protesto edebilen bir insanım. Siz düşünün benimle çalışmak ne kadar zevkli! Sizi gidi şanslı hergeleler sizi! Burada olmak son zamanlarda beni azıcık yorsa da yıpratır gibi olsa da güzel. İstikrar güzel şey. Bi kere her şeyi geçtim iş ortamım çok güzel. Selam kızlar! Evet üzerinize alınabilirsiniz bu övgü sizler için! (kalp kalp)


Bugün burada 6 yılı devirip 7.yılıma girdim. İş hayatında gösterdiğim istikrarı özel hayatımda da gösterebilseydim şimdiye iyi bir evliliğim ve boy boy çocuklarım olurdu ya, kısmet. Gün gelecek o da olacak, boşuna mı söylüyoruz lan "çocuk da yaparım kariyer de!" :P

supercellma'nız #bumerangodulleri13'te desteğinizi bekliyor :)



Selamlar cağnım folovırlarım!

Antidepresan amaçlı başladığım blog yazma maceramda İki yıldır Bumerang Blog Ödülleri’nde "En Tarz Blog kategorisinde" aday gösteriliyorum. Ben kazanamam demedim katıldım ben de, ama başarı yakalayabilmem için sevenlerimin desteğine ihtiyacım var tabisi J

Bir dakikadan bile az bir zaman ayırıp “ücretsiz sms” göndererek bana destek olabilir misiniz?

Belli mi olur? Belki ben seçilirim J
Ne kadar çok sms başarıya o kadar çok yaklaşan supercellma
Eşiniz, dostunuz, karınız, kocanız, çoluğunuz, çocuğunuz cep telefonu olan herkes bana sms gönderip bu yolda manevi destek olabilirler...

Herkese şimdiden kocaman teşekkürler…





04 Ekim 2013

Hello October! Good Bye Bursa!

Sandaletlerden -babetlerin üzerinden atlayarak- hooopp çizmelere geçtik. Bu nasıl bir hava değişimidir arkadaş tepetaklak etti hepimizi. Yine bir ne giyeceğimizi bilememe sendromu. Daha Pazartesi günü kısa kollu tişörtle işe gitmişken; Çarşamba çizmeleri, çıtçıtlı badileri çektim bildiğiniz. Yazlık kışlık operasyonunu sabahları saat alarmını ertelediğim gibi ertelemişken şimdi kutulardan, hurçlardan uzun kollu, uzun paçalı ne bulursam çekiştirir, üzerime geçirir durumdayım. Birden değişen havalar hastalık habercisi aman diyim kendinize dikkat edin, üşütmeyin. Saat 20:00 otobüsüyle İstanbul'a giden Selo'nuz hepinize iyi hafta sonları diler. Ben şimdi ön koltuktaki -toplumsal yaşama henüz ayak uyduramamış öküze- koltuğu sonuna kadar yatırabilmek için kimden izin aldığını sormak üzere sağdan hafif ön tarafa doğru yöneliyorum. Yöneldim. Yarın 3. sayfa haberlerinde görüşmek üzere :D

Samsung Galaxy Mobile tarafından gönderildi

Hoopp birader baksana bi'!

Bu blogdaki tüm yazılar ve bazı görseller (alıntı olanların URLsi belirtilerek) supercellma tarafından eklenmiştir ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 81. maddesi gereğince kopyalamak, ticari amaçla kullanmak, yazar ismi belirtilmeden alıntı yapmak ve link vermeden kullanmak dahi suçtur. Aksini iddia eden varsa yolarım. Her türlü pisliği de yaparım. Hee akıllı olun canımı yiyin. Emek hırsızlığına karşı destek ve Emeğe Saygı lan. Dirsek çürütüyoruz burda...!!

 

supercellma Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review

back to top