27 Temmuz 2015

Hakkımda Bilmediğiniz 11 Şey

Mim yazılarını çok seviyorum. Okuması da yazması da çok eğlenceli. Bu mimi sevgili Nesneslis'in blogunu bırgalarken gördüm ve yazmak isteyen herkes yazabilir açıklamasından gaz alarak başladım yazmaya.

1- Blog yazmak için ne gibi özelliklere sahip olmak gerekir?
Bir kere yazmayı seviyor olmak lazım. Çünkü insan sevdiği bir şeyde başarılı olabilir, istikrar sağlayabilir. Bence yazı dili akıcı, yazdıkları keyifle okunan biri olmak gerek. Sonra blogger olmak demek sadece yazmakla da sınırlı değil. Yazıları görsellerle, gerektiğinde videolarla desteklemek demek. Bunun için de iyi bir fotoğraf gözü olmalı, fotoğraf çekmeyi sevmeli. Son ve bana göre en önemli maddeyse sosyal medyayı sevmeli. Çünkü ancak onu aktif ve doğru kullandığımızda daha çok insana ulaşabiliyor, sesimizi duyurabiliyoruz.

2- Herkes blog yazabilir mi?
Herkes her işi yapamıyorsa herkes de blog yazamaz. Gerçekten yazabilenler yazsın.

3- Severek takip ettiğin, yazı dilini sevdiğin bloggerlar kimler?

4- 3 kelimeyle kendini ifade etmen gerekse bunlar ne olurdu?
Pozitif, düzenli, eğlenceli.

5- Almadan yapamam dediğin, bittikçe aldığın kozmetik ürünü?
Eyeliner pen, CC cream, Tender care balm.

6- En sevdiğin yabancı/yerli dizi?
How i met your mother / Kardeş Payı' ydı. Şimdilerde belgeselden başka bir şey izlemiyorum.

7- Totemlerin var mı?
Nasılsa bundan kusur kalmışım.

8-Biraz özel hayat konuşalım mı? :)) Hayatında biri var mı? İlişkiler hakkında düşüncelerin?
Bingooo! Soruya gel! Tabii konuşalım da olmayan şeyin nesini konuşacağız bebeğim? Hayatımda biri yok. Evet evet sanırım Tanrı benim ruh eşimi yaratmayı unutmuş. Son adamakıllı ilişkim biteli 4 yılı geçiyor. O zamandan beri de tanışmaları ve ilişki olmaya yönelik girişimlerimi saymazsak özel hayatım yok diyebilirim. Yukarıdaki açıklamaların bana verdiği yetkiye dayanarak son soruyu pas geçiyorum.

9- Sosyal medyanın hayatında ki yeri? En çok kullandığın sosyal medya?
Sosyal medyayı blog yazmaya başladıktan sonra daha aktif kullanmaya başladım. En aktif olarak kullandığım Instagram, en severek kullandığım da diyebilirim.

10- Canın çok sıkıldı, işin içinden çıkamıyorsun kendini iyi hissetmek için ne yaparsın?

Eer başımı alıp gidebilecek durumdaysam yani iş yerinde falan değilsem kulağıma takarım kulaklıklarımı, giyerim spor ayakkabılarımı dalarım bilmediğim sokaklara. Yürüyüp yeni yollar, yeni yerler keşfedip kafa dağıtırım.

11- Şu sıralar dinlemeyi en sevdiğin şarkı ?
Hilary Duff - My Kind

Ben de özel olarak kimseyi davet etmiyorum. Yazmak isteyen herkes yazabilir ama yazısında benden bahsetmek şartıyla :)

26 Temmuz 2015

Babama mektup

Gidişinden sonra günlerce yağmur yağdı, çok serinledi havalar. Üşümemişsindir umarım. Her gece yatarken babam şimdi orada, karanlıkta ne yapıyordur tek başına? deyip sarılıp ağlıyoruz annemle. Hayattayken çok didişirdiniz, hiç geçinemezdiniz ya, sen gideli annemin gözünün yaşı hiç dinmedi. Meğer ne çok seviyormuş seni.

Sensiz ilk kandilimiz pek bir buruk geçti. Bu kez elini değil, toprağını öptük. Teyzem dedi ki, ölüler kabirlerini ziyaret edenleri ayak ucunda dururlarsa görürmüş. Beni görebilesin diye ayak ucunda durdum hep, görmüşsündür umarım.

Ölüm ne garip şeymiş be baba. Bir türlü yakıştıramıyormuş insan, inanamıyormuş, inanmak istemiyormuş. Doktorlar 10 gün ömrü var dediklerinde inanmak istemedik. Son ana kadar hep bir umudumuz vardı, kurtulursun, iyileşirsin diye. Öyle ani oldu ki her şey, öyle büyük bir şok yaşadım ki hâlâ içimde sızısı. Hastalığının teşhisi, koşturmacası, yoğun bakıma yatırılışın derken tam da doktorların dediği gibi 10. gün bırakıp gittin bizi. Her şeyi unuturum da seni hastaneye yatırdığımız gün sedyeye koyulurken ki o ürkek halini asla unutmam. Merdivenlerden indirilirken seni düşürecekler diye ne korktun. Bir de bir bakışın vardı eve, öyle bir baktın ki bir daha dönemeyeceğini hissetmiş gibi.

Hep başkaları için okunan Selan verilirken irkildim. Sonra ismini söyledi hoca. O an inandım öldüğüne. Aklımdan hiç çıkmıyorsun da, bazı anlar öyle bir bastırıyor ki hüzün dayanamayıp ağlıyorum. Sen benim ağlamamı hiç istemezdin oysa. Bana kızma baba, ağlamadan nasıl hafifletirim ki içimdeki bu acıyı? En çokta Eymen seni andıkça ağlayasım geliyor. Hasip Dedem Cennet'e gitti diyor Cennet'in ne olduğunu biliyormuş gibi. Ah babam, inşallah iyi yerlerdesindir, iyisindir.

Yokluğun bugün tam 47 gün oldu. Ben, sana yazacak gücü ancak bulabildim kendimde. Seni çok özledim. En zoru da özlemim her geçen gün artacak ama seni bir daha hiç göremeyeceğim. Bir kerecik rüyamda görebilsem, sarılabilsem sımsıkı, ufaklık deyişini duyabilsem başka bir şey istemiyorum.

Merak ediyorum sen de bizi özledin mi? İnsan ölünce çocuklarını, karısını unutmaz değil mi? Unutmamalı. Ben senin fıstığınım, ben senin ufaklığınım, beni nasıl unutursun? Beni unutma baba, lütfen, bizi unutma. Bizi sakın unutma....

Fıstığın, ufaklığın, Selma'n.

Hoopp birader baksana bi'!

Bu blogdaki tüm yazılar ve bazı görseller (alıntı olanların URLsi belirtilerek) supercellma tarafından eklenmiştir ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 81. maddesi gereğince kopyalamak, ticari amaçla kullanmak, yazar ismi belirtilmeden alıntı yapmak ve link vermeden kullanmak dahi suçtur. Aksini iddia eden varsa yolarım. Her türlü pisliği de yaparım. Hee akıllı olun canımı yiyin. Emek hırsızlığına karşı destek ve Emeğe Saygı lan. Dirsek çürütüyoruz burda...!!

 

supercellma Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review

back to top