25 Ağustos 2014

My 30th birthday wish list

Bu yıl otuzuncusu kutlanan doğum günü doğum günü olmaktan çıkıp bildiğin kutlu doğum haftasına onu da geçip masallardaki 40 gün 40 gece kutlamalarına falan dönüşen Selo kişisinden herkese pek bi selamlar sevgili folovırlarım!

Nabersiniz? Beni özleyenler varmış aranızda. Selo kişisi bloguna yeni yazılar yazsan da okusak diye mesajlar aldım. Hayatı bir Hollywood starınınki kadar yoğun geçen Selo sizi kırmadı ve uzun zamandır yazmak istediği bir konuyu bahane ederek başladı bu satırları yazmaya.




Hani hepimiz doğum günümüzde mumları üflerken illaki bir şeyler diliyoruz ya, işte benim o kadar çok dileğim birikti ki bunların hepsini mumları üflerken dilemek mümkün olmadığı için ben de n'aptım bloglarda yeni yıla girerken görmeye alışık olduğumuz wish listleri birthday wish liste çevirdim. Önceleri doğum günlerimde aşk, evlilik, yuva, çoluk-çocuk, pembe panjurlu ev falan diliyordum. Baktım gördüm ki bu dilekler kabul olmuyor rotamı değiştirip daha makul şeyler dilemeye karar verdim. En azından tek başıma gerçekleştirebileceğim dilekler. Neymiş Selo kişisinin 30 yaş dilekleri? Buyrun böcüklerim:
  1. Hazırlık aşamaları yüzüp yüzüp kuyruğuna gelinen İtalya Seyahatimi gerçekleştirmek en birinci dileğim. Biletim, pasaportum hazır, Eylül başı gibi vize için başvuracağız. Bence hepiniz vizemin sorunsuzca verilmesi için dua etseniz iyi olur, çünkü vizeyi alamazsam blogumun kategorisini "Selo'nun depresyon günlükleri" olarak değiştirmek zorunda kalabilirim, it iz yor çoyz beybis :)
  2. Eşyasız eve geçtiğimde fazla bir bütçe ayıramadan aldığım ve performansından pek de memnun kalmadığım çamaşır makinemi değiştirip yerine Arçelik'in bu görür görmez rengine vurulduğum çingiş pembe çamaşır makinesini istiyorum. Çok normal bir renk olmadığının farkındayım ama ben de çok normal biri sayılmam zaten :)
  3. Çingiş pembe çamaşır makinesi dileğini -özellikle kış mevsiminde kalorifer peteklerinin üzerinde çamaşır kurutmaktan, yerlerde biriken pamucakları kovalamaktan bıkmış biri olarak- kurutma makinesi takip ediyor. Çamaşır kurutmakla harcayacağım zamanı bol bol blog yazarak değerlendirsem fena mı olur yani?
  4. Bu ya da bunun çekmeceli modelinden Ikea makyaj masası. Bu makyaj masasını alacağım, artık kullanır mıyım, kullanmaz mıyım, memnun kalır mıyım, kalmaz mıyım, bu benim sorunum. Tek bildiğim istiyorum. 
  5. Ve yatak odasının en önemli parçası siz deyin 8 ben diyeyim 10 kapılı, bol raflı, bol çekmeceli, duvardan duvara bir gardırop. Dolap üstlerinde, yatak altlarında eşya saklamaktan öğğ geldi. Bir de hiç sevmem o görüntüyü, dağınık görünür hep gözüme. Ikea'dan fonksiyonel bir gardırop alıp hem gardırop gibi hem yüklük gibi kullanabilirim. Kapakları tabiisi beyaz olacak canımslar. Temiz, ferah, sade.
  6. Henüz %40'ını alabildiğim TV ünitemin sağ ve soluna yerleşecek raf kısımlarını alabilmek de 30 yaş dileklerimin arasında. 
  7. Salonum küçük olduğu için almadığım ancak her misafir geldiğinde ikram tabaklarını koyacak yer bulamadığımdan almaya karar verdiğim orta sehpası.
  8. Evin badana-boyası. (Not: ACİL! Duvarda ölü sinek izleri var sildikçe daha çok bulaşıyor)
  9. Her gelenin Selo salonun, TV üniten çok güzel de bu TV buraya hiç olmamış diye dalga geçtiği 37 ekran full HD TV yerine min. 107 ekran bir LCD.
  10. 30 yaş wish listimde sevgiliyle Kız Kulesi'nde romantik bir akşam yemeği de var. Bir arkadaşımın evlenme teklifi aldığı, başka bir arkadaşımın nikahını yaptığı Kız Kulesi'ne gitmek 29 yıllık ömrümde nasip olmadı, umarım 30 da olur. Yalnız bunun için önce bir sevgili lazım ki ilişkileri dikiş tutmayan Selo kişisi için bu dilek zor, çok zor. Bu dileği yazarken gaipten bir ses "daha kabul edilebilir bir şey dile" dedi ama pes etmek DNA'mda yok.
  11. 1 yıllık Chloe parfüm :)
  12. Geçen akşam Zafer Plaza'da görüp bayıldığım silikon kapaklı Bernardo Mug
  13. Essie Bikini So Tenny oje, bu rengi aylardır arıyorum ancak Türkiye'de satışı yokmuş. İtalya'ya gittiğimde orada bulursam avuç avuç alacağım.
  14. Sezen Aksu konserine gitmek. 1. kategori tercih sebebidir :)
  15. Evlenirken aldığım ve 10 yıldır bilfiil kullandığım ütüm emekliye ayrılmak üzere. Ütü değişmezse ben malulen emekli olabilirim Allah korusun. Sapı ısınıyor, elektrik kaçırıyor, su akıtıyor. Ama evet aynı yeri 3-4 kez geçmek kaydıyla güzel ütülüyor. Oraya bir de Philips buhar kazanlı ütü yaz Sebastian :)
  16. Vazgeçemediğim şeylerden biri saat takmak. Lacoste'un bu Rose Gol renk saatine vurulduğum doğrudur. Ne güzel yakışır kalın bileğime :)
  17. Orjinal bir Converse'e bile daha birkaç ay önce kavuşmuş biri olarak en cıvıl cıvılından orjinal bir TOMS hayali bir hayli uzak olsa da yine de dileyelim. Çünkü sevgili folovırlarım yalnız yaşayan ve ev geçindiren biri için bir ayakkabıya -sosyal sorumluluk projesine destek olmak için bile olsa, çok rahat bile olsa ortalama 150TL vermek azıcık kasıyor yani :) Çakma şeyleri de ben sevmiyorum. Love Never Fails tasarım TOMS'ları Türk sitelerinde bulamadım. İtalya'ya gittiğimde umarım orada bulurum. Yoksa yurtdışından site üzerinden almak benim gibi kaderi yemeden içmeden ağ ören biri için talihsizlikten başka bir şey olmaz. Bu vesileylen kendime Mustafa Ceceli'den "Bekle" şarkısını armağan ederek sıradaki dileğe geçiyorum.
Ve maddeler arasında olmayan ancak tüm bu dilekleri bir çırpıda gerçekleştirebilmek için sevgili pirezidenteceğimizden %100 zam diliyorum. Kendim için bir şey istiyorsam namerdim. Dilekleri gerçekleşen biri %100 motivasyonla çalışır, şirketine daha çok para kazandırır diye, sırf pirezidentemiz için yani. Ayırca sadece kendim için değil, -sevdiğim- tüm iş arkadaşlarım için, geri kalanlar beter olsun meheh :)

Benim dileklerim bunlar. Evrene söyle Sebastian ibnelik yapmasın, gerçekleştiriversin şunları :)

01 Ağustos 2014

Yıkılmadım, Ayaktayım.

30'una geriye sayım yapan Selo kişisinden pek bi selamlar blogcum!

Bugün, Blogger ekranını açıp bu postu yazmaya niyetlendiğimde hissettiğim şey aylarca KPSS'ye çalışıp sınavda bildiği her şeyi unutan yurdum insanının hissettiğiydi. Sahi siz n'aptınız ben yokken? Özlediniz mi beni? :)

En son ne zaman adam gibi post yazdım bilmiyorum. Defalarca laptopumu kucağıma alıp niyetine girdiysem de her seferinde bir aksilik çıktı ve bir harf bile yazamadan kapattım o ekranı. Benim yazmam gerek, benim mutlaka yazmam gerek diye ağladığım anlar bile oldu. Ama o iki satırı yazacak fırsatım bir türlü olmadı. Blogu açtığım ilk zamanlarda vaktim çoktu, yazacak bir şey bulamıyordum, şimdiyse tam tersi, hay aksi!! Ama bilin ki buraları boşladıysam da haklı sebeplerim var; hastalık gibi. Babamın rahatsızlığı tüm hayatımın yörüngesini değiştirdi ve iş-ev-baba evi üçgeninde yaşar oldum. Kendimi bok gibi hissettiğimi söylememe gerek var mı? Ölüm denen şey günlerce burnumuzun dibinde dalga geçti bizimle ve neyse ki babam yoğun bakımdan çıkabildi, içeri girip çıkamayan onca hastanın aksine.

Hoopp birader baksana bi'!

Bu blogdaki tüm yazılar ve bazı görseller (alıntı olanların URLsi belirtilerek) supercellma tarafından eklenmiştir ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 81. maddesi gereğince kopyalamak, ticari amaçla kullanmak, yazar ismi belirtilmeden alıntı yapmak ve link vermeden kullanmak dahi suçtur. Aksini iddia eden varsa yolarım. Her türlü pisliği de yaparım. Hee akıllı olun canımı yiyin. Emek hırsızlığına karşı destek ve Emeğe Saygı lan. Dirsek çürütüyoruz burda...!!

 

supercellma Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review

back to top