Pink Spring Party tüm eğlencesiyle gerçekleşirken o gün fotoğraf paylaştıkça birçok yerden elbisemle, saçlarımla ilgili (özellikle rengi) beğeniler aldım. Beni takip eden, beğenen, beğenilerini yorumlarıyla, mesajlarıyla paylaşan herkese teşekkür ederim. Bana sen çok zevklisin, giydiğini yakıştırıyorsun, e fotojeniksin de, neden moda üzerine yoğunlaşmıyorsun, bu kategoride yazsan çok sivrilirsin diye mesaj gönderenler oldu. Güzel yorumlarınız için on yüz bin teşekkürler sevgili folovırlarım ama ben tam anlamıyla ne moda bloguyum, ne kozmetik, ne de hobi. Moda blogu olmak istesem gardırobum ancak 2 haftalık post yapmaya yeter, bilemedin üç, şayet pijamalarımı dahil edersem de beş. Ötesi olmaz. Bu iş gerçekten zor, güncel olmayı, devamlı takip etmeyi gerektiren, maddi güç gerektiren, biraz daha profesyonel olup ithal markalarla kombin yaparsanız, özel fotoğrafçı falan tutmak isterseniz daha da çok parayı gerektiren bir iş. Lütfen gerçekçi olalım, burada LC Waikiki'den ya da Koton'dan aldığı elbiseyle camiada almış başını gitmiş kimseyi tanımıyorum ben. Benim bir kıyafet alırken indirimini beklediğim Zara bile burun kıvırılan markalar arasında bir çok trend blogu için. Hâl böyle olunca benim bu kategoride sivrilmem, başarılı olmam imkansız gibi bir şey.
İşin makyaj ve kozmetik kısmına gelecek olursam; ben o renkli göz makyajları yapan arkadaşlara o kadar imreniyorum, keşke ben de yapabilsem diye o kadar özeniyorum ki ama o Allah vergisi yetenek bende yok. Makyaj yapmıyor muyum? yapıyorum. Kozmetik ürün kullanmıyor muyum? Elbetteki kullanıyorum. Ama öyle fotoğrafını çekip folovırlarımla paylaşacak kadar değil. Cildim iyi durumda olduğundan pek fondöten ve pudra bile sürmem. Nemlendiricimi sürerim, üzerine de yüzümü renklendirecek bir allık, eyeliner, mascara, ruj yallah. Zaman zaman gaza gelip bana yakışacak tonlarda far paletleri alıyorum. Bu sefer başaracaksın kızım Selo deyip geçiyorum aynanın karşısına ama sonuç -yalnızca birkaç kez nasıl başardığımı benim de çözemediğim şekilde gerçekten güzeldi, onun dışındakilerde- hep hüsran. Hani makyaj yapmasa daha güzel tabir ettiğimiz durum var ya, bu kısmen benim için söylenmiş olabilir. Yok arkadaş, videolar mı açıp izlemedim, makyaj yapan makyözleri mi izlemedim, dergiler mi okumadım, tüyolar mı almadım, ama yok. O fırçayı elime alınca annesinin makyaj malzemelerini karıştıran, bulduğunu üst üste sürüp sürüştüren küçük kokoş kızlardan farklı değilim. İtiraf ediyorum bu konuya çok hevesliyim ama beceriksizim.
El işlerine, resme, el sanatlarına olan ilgim ilkokul yıllarıma dayanır. El işlerine, diy projelerine, el sanatlarına çok meraklıyım ama buna da zaman yok. Tam bir şeye kalkışıp onu bir düzene sokup yapayım paylaşayım, beğenen olursa ufaktan satar paramı da kazanırım diyorum araya muhakkak bir terslik giriyor ve o malzemeler evin bi köşesinde öylece kalıyor. Anlayacağınız Selo 08:00-18:00 çalışma temposu ve 29'unda öğrenciyken başlı başına bir hobi blogu da olamaz.
Yani lafı nereye getirecem; "Ben ne moda bloguyum, ne de kozmetik. Ben, hayata dair ne varsa onun bloguyum". Yeri geliyor alışveriş, yeri geliyor bakım, yeri geliyor blogla ilgili zamazingolar, günlük hayattan bir şeyler, yeri geliyo melankoli, aşk, hobi, diy ya da depresyon üzerine yazıyorum. Burası Selo'nun hayatını satırlara yansıttığı yer. Bu yüzdendir ki kendi zevkime göre kendime yakıştırdığımı giyiyorum, becerebildiğimce sürüp sürüştürüyorum. Çok beğenilenleri ya da bunu paylaşmalıyım dediklerimi -diyet günlüğü kategorisini takip edenlere bir yandan zayıfladığımı da göstermek amaçlı- burada paylaşıyorum zaman zaman. Saç ve cilt bakımına ciddi özen gösteriyorum. Elim erdiğince makyajımı yapıyorum ve bildiğim, öğrendiğim en ufak detayı bile burada sizinle paylaşıyorum. Herkes bu satırları okuyor da kimse de demiyor ki Selo sen ne anlatıyon kısa kes lafı çok uzattın. Benim fren patlak abilerim, ablalarım. Ne diyecektim ben? Heh hatırladım. Pink Spring Party adı üstünde pembe konseptli bir parti olduğu için ben de göz makyajımı açık pembe tonlarda ve ojelerimi de pembe sürdüm. Her ne kadar fotoğraflarda pek belli olmasalar da detaylar böyleydi. O gün şu kıytırık makyajı yapmak için ayna karşısında yarım saatimi piç ettim. Samimiyetlerinden zerre şüphem yok elbette ama, kızlar makyajım için gayet başarılı deseler de ben bunu biraz motivasyon, biraz teselli olarak algıladım bunu çünkü benim makyaj onlarınkinin yanında kitap boyaması gibiydi. Ne giydim postundan nerelere gittim, böyle de bi insanım işte vesselam.
İşin makyaj ve kozmetik kısmına gelecek olursam; ben o renkli göz makyajları yapan arkadaşlara o kadar imreniyorum, keşke ben de yapabilsem diye o kadar özeniyorum ki ama o Allah vergisi yetenek bende yok. Makyaj yapmıyor muyum? yapıyorum. Kozmetik ürün kullanmıyor muyum? Elbetteki kullanıyorum. Ama öyle fotoğrafını çekip folovırlarımla paylaşacak kadar değil. Cildim iyi durumda olduğundan pek fondöten ve pudra bile sürmem. Nemlendiricimi sürerim, üzerine de yüzümü renklendirecek bir allık, eyeliner, mascara, ruj yallah. Zaman zaman gaza gelip bana yakışacak tonlarda far paletleri alıyorum. Bu sefer başaracaksın kızım Selo deyip geçiyorum aynanın karşısına ama sonuç -yalnızca birkaç kez nasıl başardığımı benim de çözemediğim şekilde gerçekten güzeldi, onun dışındakilerde- hep hüsran. Hani makyaj yapmasa daha güzel tabir ettiğimiz durum var ya, bu kısmen benim için söylenmiş olabilir. Yok arkadaş, videolar mı açıp izlemedim, makyaj yapan makyözleri mi izlemedim, dergiler mi okumadım, tüyolar mı almadım, ama yok. O fırçayı elime alınca annesinin makyaj malzemelerini karıştıran, bulduğunu üst üste sürüp sürüştüren küçük kokoş kızlardan farklı değilim. İtiraf ediyorum bu konuya çok hevesliyim ama beceriksizim.
El işlerine, resme, el sanatlarına olan ilgim ilkokul yıllarıma dayanır. El işlerine, diy projelerine, el sanatlarına çok meraklıyım ama buna da zaman yok. Tam bir şeye kalkışıp onu bir düzene sokup yapayım paylaşayım, beğenen olursa ufaktan satar paramı da kazanırım diyorum araya muhakkak bir terslik giriyor ve o malzemeler evin bi köşesinde öylece kalıyor. Anlayacağınız Selo 08:00-18:00 çalışma temposu ve 29'unda öğrenciyken başlı başına bir hobi blogu da olamaz.
Yani lafı nereye getirecem; "Ben ne moda bloguyum, ne de kozmetik. Ben, hayata dair ne varsa onun bloguyum". Yeri geliyor alışveriş, yeri geliyor bakım, yeri geliyor blogla ilgili zamazingolar, günlük hayattan bir şeyler, yeri geliyo melankoli, aşk, hobi, diy ya da depresyon üzerine yazıyorum. Burası Selo'nun hayatını satırlara yansıttığı yer. Bu yüzdendir ki kendi zevkime göre kendime yakıştırdığımı giyiyorum, becerebildiğimce sürüp sürüştürüyorum. Çok beğenilenleri ya da bunu paylaşmalıyım dediklerimi -diyet günlüğü kategorisini takip edenlere bir yandan zayıfladığımı da göstermek amaçlı- burada paylaşıyorum zaman zaman. Saç ve cilt bakımına ciddi özen gösteriyorum. Elim erdiğince makyajımı yapıyorum ve bildiğim, öğrendiğim en ufak detayı bile burada sizinle paylaşıyorum. Herkes bu satırları okuyor da kimse de demiyor ki Selo sen ne anlatıyon kısa kes lafı çok uzattın. Benim fren patlak abilerim, ablalarım. Ne diyecektim ben? Heh hatırladım. Pink Spring Party adı üstünde pembe konseptli bir parti olduğu için ben de göz makyajımı açık pembe tonlarda ve ojelerimi de pembe sürdüm. Her ne kadar fotoğraflarda pek belli olmasalar da detaylar böyleydi. O gün şu kıytırık makyajı yapmak için ayna karşısında yarım saatimi piç ettim. Samimiyetlerinden zerre şüphem yok elbette ama, kızlar makyajım için gayet başarılı deseler de ben bunu biraz motivasyon, biraz teselli olarak algıladım bunu çünkü benim makyaj onlarınkinin yanında kitap boyaması gibiydi. Ne giydim postundan nerelere gittim, böyle de bi insanım işte vesselam.
Bilekte Bot: Erol Saçmacı
Kolye: 678
Sayın moda & trend & stil blogırı arkadaşlarım; O günkü kıyafetimle ilgili yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyore,
Sayın makyaj&kozmetik blogırı arkadaşlarım; Ne diyorsunuz biraz daha uğraşsam yapabilir miyim? Işık var mı? :P
Sayın makyaj&kozmetik blogırı arkadaşlarım; Ne diyorsunuz biraz daha uğraşsam yapabilir miyim? Işık var mı? :P
Bu yazı, makyaj konusundaki beceriksizliğimin itirafıdır ve bu durumun değişmesi adına temennimin en samimi şekilde evrene iletilmesidir sayın folovır. Sabırla okuduysan büyüksün, yine gel :P
Çok eğlenceli bir yazı olmuş,baştan sona.Sen Supercellma'sın bunu mu yapamayacaksıın :))
YanıtlaSilahahha yaparım dimi :P
SilHahhahhahaha çok iyi bir yazı yaa :) böyle samimi yazıları okumaktan acayip keyif alıyorum :) Bende makyaj konusunda sıfırım giyim konusunda da tek tercihim jean pantalon ve spor ayakkabısı :) Aslında Buluşmanıza bende çok gelmek istedim ama ne yazık ki geldiğimde toplantınız bitmişti :) Belki bir dahaki organsizyona katılırım :) Kimse beni tanımıyor ama ben hepinizi çok yakından takip ediorum :)
YanıtlaSilhahaha teşekkür ederim öyleyse :D kimse seni tanımıyor ama sen hepimizi çok yakından takip ediyorsun? mmm merak ettim bak şimdi :P
Silhayırrrrrr selooo kesinlikle teselli filan değildi çok içtenlikle o gün de söyledim şimdi de söylüyorum makyajın mükemmeldiii ! Herhalde senin de şaşırdığın şekilde o yapabildiğin günlerden birine denk gelmiş :P :) Elbisenle takılarına ayrı bitmiştim ztn, bence sende bolca ışık varr :))) :*
YanıtlaSil:D:D:D teşekkür ederim canım benim :D sen bu işi bilenlerdensin, e sen böyle diyosan ben ışığın üzerine gidim bari :D
Silyaparsın makyaj işinide ne diycem ne güzel zayıfladın selo maşşallah tüüüüttüüüü geldimi tükürüklerim:)
YanıtlaSil