26 Şubat 2013

Yumurtanın özgürlüğü

Cenabet bir Pazartesi gününden sonra pek de keyifli olmayan bir yazıyla selamlar blogcum.

Salı günü problemli geçen reglim yüzünden büyük sözü dinleyerek sonunda hastaneye gittim. Normalde 14'lerde seyreden kanım 5.6 ya düşünce muayeneye diye gittiğim hastaneye yatışım kaçınılmaz oldu. Kontrol altında olmak şüphesiz ki iyiydi ama "Hamile misin? sorusunu duymaktan ve her yanımda hamile, düşük/doğum yapmış kadın görmekten içime fenalık geldi. Serumlar, iğneler ve ertesi gün de ev istirahatiyle neyseki haftanın en yoğun iki gününde çalışmaya yetiştim, Perşembe günü işbaşı yaptım. Benim için 8.hafta kötü başlamıştı ama güzel bitti. Maaşıma iyi bir zam aldım. Üstüne beni en az 2 ay ıvır zıvır işlerden kurtaracak stajyerin müjdesini duymak çok iyi geldi. Ama şüphesiz ki yüzümdeki şapşal gülümsemenin en büyük sebebi her türlü ilaca bedel kalp çarptıran duygular ve iş birlikçisi midede uçuşan kelebekler. Konumuz yine gönül işleri, yazımızın kahramanı yine bir erkek.

Hayat çok garip blog, erkekler de öyle. Bazen kendimi dünyadaki her şeye kafa tutacak kadar güçlü bir kadın gibi hissediyorum, bazen heyecanı göğüs kafesine sığmayan liseli bir kız gibi. Üstelik her iki duyguyu da yaşatan hep erkekler. Başta renkli geldiyse de bu durum, sonra sonra değişkenlikten yoruldum. Bir gün mutluluktan ayakları yere basmayan biriyken ertesi gün göz pınarlarında dokunsan akacak yaşlar biriktiren biri olmaktan yoruldum. Basit yaşamak istiyorum blog. Zor olmayan, fedakarlığa, mücadeleye değer bir ilişki ve duygularını yitirmemiş, birine bağlanmaya götü yemediği için "ben seni üzerim, sen daha iyilerine layıksın" demeyecek bir adam istiyorum. Yani olacaksa böyle olsun, olmayacaksa da artık bu işlerden çekeyim elimi eteğimi, becerebilirsem ne âlâ kapatayım kıyamete kadar kalbimi. Hem sen daha iyilerine layıksın da ne demek lan? Ben yemedim, buyursun o yesin der gibi. Siktir, korkak! Götüm yemiyor demiyor da!

Kendimi belli bir süre zarın ve kabuğun içinde sıkışıp kalmış, sonunda ancak hamurun bir parçası olmak için alabildiğine unun üzerine kırılıp özgür kalabilmiş bir yumurta gibi hissediyorum. Bir yanım umutlu, bir yanım endişeli. Hangisinin haklı çıkacağınıysa o her derde deva denilen lanet olası ilaç "zaman" gösterecek. O kadar doluyum, o kadar yorgunum ki bu gönül işlerinden buraya hiç bir şey yazmayıp susarak sayfalarca ağlasam anlar mısınız beni?

7 kişi "açılın ben doktorum" demiş :

  1. Canım geçmiş olsun iyi olmana sevindim.

    Gönül işlerini takma bu kadar, böyle şeyler hep beklenmedik zamanda olur. Hayatı akışına bırak...

    YanıtlaSil
  2. geçmiş olsun canımcım....
    Zaman en iyi ilaç aslında ama bazen o sabırsızlıkla zaman cümlesi insanı kasıyor ne yazık ki...

    YanıtlaSil
  3. Geçmiş olsun şekerim. bu gönül işleri boktan gerçekten ama kalp çarpıntısız da olmuyor ki be gülüm...

    YanıtlaSil
  4. geçmiş olsun sürpriz yumurtam :)
    her şeyin hayırlısı be güzelim. inşallah bir gün hayalini kurduğun mutluluğa kavuşursun.

    YanıtlaSil
  5. öncelikle büyük geçmiş olsun süpercellma,bence biz sana supercellma derken ve sen bu satırları okurken bile poponu kaşımalısın,belli ki nazara geliyorsun arkidiş:))
    ikincisi 'sen daha iyilerine layıksın'sözü;onu pabucuna anlatsın.Herkes en iyilerine kendinin layık olduğunu düşünür.Tek kıvıran dansözler değil şekerim,çoğu erkek çok güzel kıvırıyor..
    yapacak bir şey yok önümüzdeki maçlara bakıyoruz:))
    kucak dolusu sevgiler sana

    YanıtlaSil
  6. çok geçmiş olsun.. gönül işleri ile ilgili kirazlı dondurma nın yazdıkları çok güzel...
    insanın kalbini çarptıracak bir ilişki istemesi çok doğal elbette.. ama, şu ama yı kullanmayı hiç sevmiyorum ama.. :))
    yaşadığımız toplumda çoğunlukla ilişkiler yalnızlıktan çok daha fazla yorabiliyor, mutsuz edebiliyor.ve işin kötüsü böyle ilişkilerden kurtulamıyosunda kolay kolay.. böyle yaşanan ilişkiler o kadar çok ki..onlara göre çok daha iyi durumdasın.. keyfine bak.. :)yaşadığın mutlu anları artırmaya bak..

    YanıtlaSil
  7. geçmiş olsun :) erkekler hakkında yazdığın çok dogru yemiyor anacım önce seviyorlar sevdiriyorlar kendilerine bağlıyorlar ardından iş ciddiye binmeye başlayınca öylece bırakıp kaçıveriyorlar

    YanıtlaSil

Hoopp birader baksana bi'!

Bu blogdaki tüm yazılar ve bazı görseller (alıntı olanların URLsi belirtilerek) supercellma tarafından eklenmiştir ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 81. maddesi gereğince kopyalamak, ticari amaçla kullanmak, yazar ismi belirtilmeden alıntı yapmak ve link vermeden kullanmak dahi suçtur. Aksini iddia eden varsa yolarım. Her türlü pisliği de yaparım. Hee akıllı olun canımı yiyin. Emek hırsızlığına karşı destek ve Emeğe Saygı lan. Dirsek çürütüyoruz burda...!!

 

supercellma Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review

back to top