Dün herkes kıçını yayıp tatil yaparken biz çalıştık. Moralman pek bi çöküntüdeydik tabii. Nakliyeciler çalışmıyor, gümrük çalışmıyor, Serbest Bölge Müdürlüğü çalışmıyor, kimse çalışmıyor lan! Simitçiler bile yoktu siz düşünün. Hava güzel olunca resmi tatilde çalışmak duble koyuyor insana.
Dün iş çıkışı, doğum izninde olan ve 28 gün önce ikinci kızçesini doğuran Mükü'ye ziyarete gittim. Önceki akşam bebeğe hediye almak için girdiğim bebek mağazalarında kabaran çocuk yapmak isteğim, dün akşam boyunca kesilmeyen bebek zırıltısıyla geçici olarak servis dışı oldu.
Mükü'den dönüşte dolmuş minibüsüne bindim. Minibüs, çiftli koltukları tek başına zaptetmiş beyfendilerle doluydu. Ücreti ödedim, şöyle bir bakındım biri müsade eder de otururmuyum diye, yok anacım yok hepsi yayılmış oturuyor, kimi koridorda, kimi cam kenarında, hele en arkadaki, 4'lü koltuğu güzelce ortalamış. Sanırsın herif evinde 106 ekran plazmasının karşısında keyif yapıyor amk. Kimsede bir hareket, bir toparlanma olmayınca "bayan buyur gel otur gibisinden" bu öküzlerin yanına oturmaktansa ayakta giderim dedim kendi kendime ve işi inada bindirdim. Şoför ağbimiz birkaç kez arkaya doğru Tatar Ramazan bakışı attıysa da çabaları boşa gitti ve dayanamayıp konuya parmak bastı: "Beyler bir müsade etseniz de bayan otursa, illa söylemek mi gerek!". O dakikaya kadar yanında 1.76'lık, Türkiye standardının üzerinde ve neredeyse minibüsün tavanına değecek boyumla dikildiğim herif, "aa buyrun hanfendi ben yer var diye müsade etmemiştim" deyip sözümona düşünceli ve kibar yurdum erkeği imajını çizdi. Lan Allahın malı yer olsa otururum dimi, dakikalardır tepende dikilip fantazi mi yapıyorum sanıyorsun! Neyse ses etmedim, oturdum. Tam erkek milletine olan sinirim yatışmak üzereydi ki bu kez arka koltuktaki koskoca adam olmuş ama insan olamamış amcanın iki kez geyirip minibüsün içine sarımsak kokusu salgılamasıyla sarsıldım ve istemdışı tepki vererek öğürdüm. Hem suçlu hem güçlü insan tipi amcam "ayy bu da pek kibar çıktı, geyirdik alt tarafı insani bir şey bu, rahatsız olacaksan taksiye bin" demez mi! O an o kadar müsaittim ki salon kadını çizgimden çıkmaya ama içimden sabır çekmeye devam ettim. Şoför ağbim "oha be, abi oha be" deyip insanlık adına gereken tepkiyi esnaf imajını çizmeden verdi. Birkaç dakika o ekşi sarımsak kokusuyla yolculuk ettik ve sanırım sonra bünyem bağışıklık kazandı, öğürmeyi kestim.
Toplu taşımanın doğaya faydalı olduğu konusunda hemfikiriz de araçlarda osuranların, geyirenlerin psikolojimize zararı konusunu napacağız?
— esas kızımız (@supercellma) 23 Nisan 2013
Minibüsten indim, taksi dolmuş beklemek için. Bursa'nın meşhurdur kısa mesafe taksi dolmuşları. Bilmeyenleri şaşırtan bir ulaşım aracı bu. Bildiğiniz taksinin dolmuş olmuş hali. Maksimum 4 yolcu alıyor ve oturmak garanti. Ayakta gitmiyorsun ve taciz edilip tartaklanma riskin yok. Neyse baktım benim mahallenin dolmuşu geliyor el ettim durdu. Şöför mahali doluydu. Geçtim arkaya sola yanaşarak oturdum. Bi 15-20 mt sonra birayı fıçıyı dikip içtiğinden şüphe ettiğim orta yaşlı bir ağbimiz bindi. Buraya kadar her şey normal. Dolmuş bi 40-50 mt daha gitti gitmedi çam yarması bir delikanlı işaret etti bu kez ve yolun sağında bekliyor olmasına rağmen ısrarla soldan binmek çabasında! Ben hiç istifimi bile bozmadan herifin binmek üzere açtığı kapıyı çekip beyfendi sağdan bineceksiniz, ortada oturamam hiç kusura bakmayın diye çemkirdim. O an şoförle dikiz aynasından gözgöze geldik ve adam bana haklısın kızım der gibi tebessüm etti. İçimden Allah'ım sağ salim varayım evime bir vukuat yaşamadan başka bir şey istemiyorum dedim araca sağ taraftan dahil olan herifin bizi sıkıştırmasını unutarak. Dolmuştan iner inmez ev sahibi gezmelerde olduğu için içeri giremeyen anneme doğru koşmaya başladım bir Filiz Akın, bir Hülya Koçyiğit edasında. Bunca olaydan sonra nasıl bir hal almışsa suratım "bir şey mi oldu? bir tuhaf görünüyorsun" dedi, "yo yorgunum ondandır hadi girelim" dedim. Girdik eve ve başladık bu akşam İzmir'den 10 günlüğüne bana kalmaya gelecek misafirimiz Bahar için yemek yapmaya. Saat kaçtı bittiğinde hatırlamıyorum. Yatağa yattığım gibi uyumuş olmalıyım. Gece rüyamda sarımsak kokusu, geyiren koca göbekli adamlar ve fıçı fıçı bira gördüm. Allahım sen aklıma mukayet ol, amin.
ooooohaaaaaa yok yok bu ne kabus kabus olmalı... vay anasını bezelyeler...
YanıtlaSilGülsek mi ağlasak mı bilemedim ama ben ikisinide yaptım ...
Kolay gele bezelye supercellma sana bi mobilet alalım derim :) bu arada
aynen rüya değil bundan olsa olsa kabus olur amk :D
Silmobilet alalım da ona bir de şimdi A2 lazım be bezelye :D B'yi yeni almışken hiç kastırmayım derim ben :P
biz de çalıştık cnm. hımm demek Bursa'da erkekler biraz kıro :)
YanıtlaSilİstanbul da da durum iç açıcı değil cnm. toplu taşımalar tıklım tıklım. sabah, akşam ve hafta sonları en iyisi evde oturmak. aracın yoksa halin duman burda.
Bursada erkekler kıro olsa öpüp başımıza koyacaz, insan değil bir çoğu be :D
SilAracın olunca da trafik derdi var, yani dert hep var be Selmoş ;)
İstanbulda da otobüz manzaraları aynı :( Yazda geldi ter kokusundan geçilmez.
YanıtlaSilonlarla ilgili de antiperspirant deodorant ve gillette taşımayı düşünüyorum yanımda, ihtiyaca göre buyrun bunu kullanın da azıcık insana benzeyin diyeceğim :D
Silçalışan demir pas tutmaz diyen patrona sahip olunca çalışmak bizede farz oldu.
YanıtlaSiltoplu taşıma araçlarının genel sorunu bu...nasıl davranacağını bilmemek,hatta öğrenmemek hatta haklı olduğunu savunmak...
insanlık sorunu bence bu :D ter kokanlar, osuranlar, geyirenler, taciz edenler... tüm bunlara rağmen zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışanlar :S
SilOkurken güldüm de güldüm :)
YanıtlaSilAma bazı ayrıntılardan bahsetmemişsin sanki :)))
anladım ben seni de o ayrıntılar bilahare uzun uzun yazılacak, bu konuya dahil deel :D
SilSelma sana geçmiş olsun demekten başka diyecek bişiy bulamıyorum :D
YanıtlaSil