Bu sabah gardırobumda belki de aylardır elimi bile sürmediğim vizon rengi kumaş pantolonu klas bi hareketle çektim, giydim. Biraz zayıflamış mıyım ne donumun izi hiç belli olmadı. Heheh ne güzel bi şey buldum kendime sabah sabah mutlu olacak yihuhu diyordum ki mutluluğum topuklu çizmelerle hızlı hızlı merdivenlerden inerken kendimi birden yerde bulmamla sona erdi. "Yavaş ol kızım Selo, daha fizik tedavin yeni bitti" dedim kendi kendime ve üstümü başımı silip servise yetişmek için yol boyu koşmaya devam ettim. Maşallahım var bu yıl da hastalıklardan kurtulamadım ya patron "kızım sen git malülen emekli ol en iyisi, baksana çürüdün artık, hep hastasın hep hastasın bu ne ya" falan dicek diye tırsmadım değil hani, gıkımı dahi çıkarmadan akşam ettim bugün her yerim ağrıdığı halde.
Haftalardır dolaşmadığım aveme, mağaza, tükkan, didik didik etmediğim alışveriş sitesi kalmadı ama yok anam, bulamadım gönlüme ve gövdeme göre bi kaban, ayağıma göre bi bot! Herkes mi 42-44 beden, herkes mi 40 numara giyiyor arkadaş? Neyi beğensem ya bedeni yok, ya numarası! Botu siktir ettim, zor da olsa kaban aldım bugün. Zor, çünkü genelde benim beğendiğim modellerde kalıp dar e tombul tombul memeler kavuşmuyor düğmeler. Büyük bedenlere bakıyorsun kadınsı, kürklü mürklü bi tuhaf modeller. Dün akşam İGS'de bi tane beğenmiştim. Başta biraz pahalı geldi, daha ekonomik bir şey mi alsam ki diye çekimser kaldım ama baktım başka alternatif yok, e öyle iki gün sonra ağzı yüzü kayacak bir şeyi de ben alıp giymem, dün akşam beğendiğimi gittim aldım paraya kıyıp. "Eşşek gibi çalışıyom hanım gibi giyinicem tabi" diye kendi kendimi teselli etmekten de geri kalmadım. Anneme indirimli aldım dedim, lütfen çaktırmayın.
He bir de günlerdir mesai bitimi fabrika civarında buram buram közlenmiş patates kokuyordu. Ben dangolozluk edip "ay canım nasıl kumpir çekti var yaa!" deyip iç karnı geniş olduğu için hamileliği pek belli olmayan Mükü'yü özendirince bu akşam alışveriş sonrası soluğu kumpircide aldık. "İki tane bol malzemeli kumpir, arkadaşım az malzemeli seviyor onun malzemelerini de benim kumpire koyun" deyip görgüsüzlük yaptım. Ve o nasıl bir acıkma, o nasıl bir iştahsa kafam kadar kumpiri iki dakkada hüplettim. Uyandırayım koca kafalıyım. Son patates kırıntılarına erişmek için orasını burasını deşerken plastik kaşık kırıldı da utandım tepsiyi usulca kenara ittim. Yoksa neredeyse patatesin kabuklarını dahi yicektim, o derece! Kumpirciden çıkarken sabahki merdivenden düşme faciasının tıpkısının aynısını ikinci kez yaşadım. Allah üçüncüsünden korusun deyip Mükü'nün koluna girdim, topuğunu kırık botumla Memnan gibi bi o yana bi bu yana savrula savrula yürüdüm dolmuşa kadar, sonra da hom sivit hom. En kısa zamanda anneye bi kurşun döktürmeli, bi okutmalı kendimi!
Lan o değil de şu küçümencik bilgisayardan kilometrelerce uzağa ışınlanmayı özlemişim. Yokluğumda hem çok şey oldu, hem hiç bir şey. O nasıl oluyo lan diyorsanız valla açıkçası ben de bilmiyorum. Öyle bir şey işte anladığınız kadarıyla idare ediverin. Bir de ne alakaysa hâlâ yazarken şu şapkalı a'ları yapma takıntım olduğunu farkettim şu an. Halbuki hala yazmadım ve halbuki hiç de takıntılı biri değilim :)
Son dönemde üst üste yaşadığım talihsiz manita denemeleri ve hep aynı şekilde sonlanan karşı cins sorunsalından sonra aşk konusunda kış uykusuna yatmaya karar verdim. Kış gelince ısınacak birini arama gafletine de son! Üşüyorsam eve gelip kalorifer peteğine yaslanırım, bilemedin battaniye altına girerim, sıcak su torbasına sarılırım. Yok öyle birine sarılayım da ısınayım falan. Geççen kızım bu işleri. Ha bir de gerizekalılığıma doymayayım arada bi hâlâ Zafer'i özlediğimi hissediyorum. Bu, belki de her deneme yanılmadan sonra kendimi yine en sonuncu sevdiğim adam olduğu için onda buluşumdan. Ama bu en azından yalnızca düşünce olarak, yoksa herifin kapısına falan gitmedim yani! Hem napiyim? Doğru düzgün adam çıktı da ben mi teptim anaam? Yalan Dünya Zerrin'e bağlatmayın lan insanıı!
Neyse sakin. Bu Cumartesi direksiyon derslerimiz başlıyor. Şaka maka alıcaz galiba lan biz bu ehliyeti. Şirkette makara konusu oldum. Selma ehliyet alıyor diyorlar, verirlerse alıcam diyorum. Kendime güvenimi mi kaybettim, yoksa mütevazilik mi yapmaya çalışıyorum henüz ben de çözemedim o kısmısını. Ayrıca bu Cumartesi kuzenlerle akraba günü, Pazar bir arkadaşımın lohusa mevlütü, bir arkadaşımın kızının da altı ay kınası var. Gördüğünüz gibi millet evlendi, çocuğu doğurdu mevlütünü okutturup kınasını bilem yaktırıyor. Ben? Bense yerimde saymaya devam. O la la! Almam gereken hediyeler, yapmam gereken ziyaretler var. Aman neyse bu kadar düzene soktum ya artık gerisi gelir herhalde.
Yasal Uyarı:
Sevgili Bursa Halkı 1 Aralık Cumartesi günü Doğanevler semtinde 12:30-13:30 arası direksiyon dersim var, canını seven sokağa çıkmasın, benden söylemesi!
Bir Kasım ayı daha aşksız bitmek üzere. Ama 21 Aralık'ta kıyamet kopabilir, dünyanın sonu da olabilir. Aşkı meşki kafaya takmanın ne gereği var di mi? (Kendimi kandırma denemeleri vol bilmemkaç)
Anaa saat 00:55. Yarın iş var. Bi an önce zıbaranki.
Pireler, buyrun sahne sizin!
ZzZzzZzz....
teşekkür ederimmm :)))
YanıtlaSilyanlış oldu galiba benim teşekkür etmem gerek! :) muck
Silaman cnm dikkat et nazara geldin galiba sen. bir solukta okudum yazını :)
YanıtlaSilbekarlık sultanlık cnm.
bekarlık sultanlık da bi süre sonra Cumhuriyetten yana olmak gerekiyor sanırım :)
SilNe şeker şeysin sen böyle.. Kestane şekerim. Bayıldım yazına:))
YanıtlaSilheeeeyyy!! teşekkürler çook :)
Silheeey formdasın.
YanıtlaSil:)))
galiba :):P
SilO kaşığı kırdıktan sonra tepsiyi nasıl ittiğin gözümün önüne geldi birden :)
YanıtlaSilYa kızım ehliyet dersi sırasında mı görüşcez biz sadece ya! :(
Bana zaman ayır diyom daha da bişey demiyom...
Ha bi de öpüyom! Pintoya selam, ondan da bahsedeydin iyiydi...
ehehe o hareket olaydı ya :)
SilYa kızım bak ben bugün hala oldum :) kendime bi zaman ayırmaya başlıyayım elbet sana da sıra gelecek, biraz daha sabır lütpen :/