İyi ki Doğdum!

Şarkısı

3 Ağustos 1984
Henüz doğmamış, sabaha karşı 05:50 sularında dünyaya gelecek olan ve annesinin karnında son saatlerini onu bol bol tekmeleyerek ve sıklaşan sancılar yaratarak geçiren esaskızımızdan Selamlar Blog

İleride sevilen bir saçmalayıcı olacağım bu günlerimden belli. Bak anne karnında başladım yazıp çizmelere hehehe :)
Burası çok sıkıcı. Tamam ben suyu severim ama 9 aydan fazla süredir suyun içindeyim, ne demişler her şeyin fazlası zarar. Mevsimlerden de yaz mı ne çok terliyorum içeride. Sene de 84 falan sanırım öyle klima mlima hak getire. Bi de kordon diye bişey var dolanacak diye 3,5 atıyorum resmen. Ay bi çıksam da ebe teyze popoma şaplağı patlatıp beni bi güzel yıkasa mis gibi koksam. Sabırsız biri olucam sanırım. Yok yok eminim :)
Buradan çıkınca beni nasıl bir hayatın beklediğini çok merak ediyorum blog. Mesela annem nasıl biri acaba? Kokusunu çok merak ediyorum. Bi de ben eğer sıvı içinde yaşıyorsam burnumdan ve ağzımdan nasıl sular girmiyor vücuduma? Yoksa insanlar anne karnındayken balıklar gibi mi yaşıyor? Dr. Oetker reklamındaki adam öyle pasta yapmayı nerden öğrendi? :) Artık şu göbeğemdeki delikten değil ağzımdan beslenmek istiyorum mis gibi anne sütüyle. Beni sevdiğim insanlar kucağına alsın, sevsin istiyorum, sevmedikleriminse üzerine işemek ve kusmak. Daha şimdiden yaramas bir çocuk olacağım belli :P

4 saat sonra...

eeeeeeeeeeeeeeeeeee bööööööööööööööööö ıngaaaaaaaaaaaaa!!!
Yaşasın doğdum ben, ebe de çok mu sert vurdu ne! Eli pek ağırmış acıdı lan. Hemen bi güzel yıkayıp sarıp sarmalayıp annecimin kucağına verdiler beni ve eklediler: "Nur topu gibi bir kızın oldu" 5kg750gr maşallahı var. Oha lan şişko muyum neyim ben. Ayna yok mu be ebe teyzecim kendimi çok merak ediyorum da. Burnum çok güzel olmalı annemin beni gördüğündeki ilk tepkisi oyy fındık burunlum benim oldu. Sahi fındık ne demek blog? Güzel bişeydir umarım. Doğar doğmaz meraklı gözlerle etrafı kolaçan etmeye başladım. Dışarısı sandığımdan daha güzelmiş. Ama biraz karanlık gibi. Sanırım henüz güneş doğmadı. Bugün 3 Ağustos 1984 günlerden Cuma'ymış. Bu beyaz önlüklü bir sürü insan doktor ya da hemşireymiş, dolandıkları yer de Zübeyde Hanım Doğumevi'ymiş. 2000'li yılların Acıbademi diyebiliriz. Garip bir ses duydum. Telefon sesiymiş. Telefon ne demekse. Arayan da babammış. Hastanede temizlik günüymüş. Her yeri çamaşır suyuyla yıkıyorlar diye babamı üst kata salmamışlar. "Beni üst kata salmıyorlar sakın ha 2 kız çocuğunun üstüne bir tane daha kızımız oldu da sevinmedim, istemiyorum zannetme. Bir şeye ihtiyacın var mı" diye sormuş anneme. Neyse ki o illa ki erkek çocuğumuz olsun, yok efendim bu seferki değişik olsun diyen bir ailem yok, öyle olsalardı napardım ben. Yan taraftaki teyzeler "evde neyin var" diye saçma bir soru sordular. Meğer evdeki kardeşlerimden bahsediyorlarmış. Annem de "2 kızım var" dedi. "Tüh yine kızın olmuş" dediler. Annemin koynundan zıplayıp o kadının yüzüne nasıl patlatasım geldi anlatamam. Annem "biz çok sevindik bir kızımızın daha olmasına, kız olsun çamurdan olsun" dedi ve mosmor etti bu sefer değişiği olmuş, oğlu olmuş kadını. Helal sana anneeeeeeeeğğğğğğğğğğğ büyüksünnnn :)

28 yıl sonra....

Bugün 3 Ağustos 2012. Saatin 00:00 olmasıyla beraber Facebook, Twitter, Mail, Cep telefonu ne varsa hepsi başladı pıt pıt tepki vermeye. Mailime bakayım diye google anasayfama girdim bir de ne göreyim :) Aşağıdaki fotoya bakarsanız anlarsınız. Google bile unutmamış beni. Güzel bir şey lan sevilmek. Herkese de nasip olmuyor çok şanslıyım. Doğduğum günkü gibi fıldır fıldır gözlerim, hala ilk günkü gibi enerjikim, hala fındık burunluyum. Şu 28 yıllık ömre neler sığdırdım ahh ahh. Dirseklerimi çürüttüğüm 15 yıllık okul hayatı, talihsiz bir evlilik, bir kaç sevgili, bir kaç dost, bir sürü arkadaş, başarılar, takdirler... Bazen hayal kırıklıkları, bazen geri dönmemek üzere aramızdan ayrılanlar, özlenenler, gözyaşları, umutlar. Yaşadığım hiçbir şeyden pişman olmadığım, bunda da bir hayır vardır deyip kendime dersler çıkardığım, öğrenmekten hiç bıkmadığım ve hala da devam ettiğim uzun bir ömür yaşadım. Yalnızlıktan sıkıldığım zamanlar da oldu, kalabalıktan bunaldığım anlar da, bazen yapacak bir şey bulamadım kendime, bazen de yapmak istediklerimi yapacak vakit. Her şey bitti bir blogum eksikti dedim kalktım bir de blog açtım, başlarda yok bu iş tutmaz dedim ama aldım başımı gittim. Şimdi birçok kişinin takdir ettiği, bir çok kişinin özendiği, bir çok kişinin cesaret edemediği ve bazılarının da fesatlandığı bir hayatım var. Özetle hala balık etliyim, hala bekarım, hala Superim!

İyi ki doğdum, iyi ki şu an bu satırlarla sizinle paylaşıyorum hayatımı, beni seven, destek olan ve İyi ki doğdun! diyen herkese teşekkürler, kucak dolusu sevgiler...

Şayet bir etkinlik, bir kutlama bir atraksiyon yapılırsa bugün mumlarımı üflerken dileğim 3 kelime: Demetinkiyle aynı ;)

Doğum günü kızı esaskızımız yarınki kıyafetine uygun ojelerini sürüp yatar!

İyi ki doğdummm ne güzel bi kadın oldum özgürüm kanatlandım durmadım ayaklandım koşup ilerliyorum... mmmmm iyi ki doğdumm gördün mü 28 oldumm ...... :)