25 Nisan tanışmamızın ikinci yıldönümü olacaktı. O büyük aşk bitmeseydi, sen hayatımın, hayallerimin içine sıçmasaydın, bir şeyleri sevebilme kabiliyetimi yok etmeseydin. Olmadı. Olamadı. Bazen iyi ki de olamamış demiyor değilim. Ayrılmasaydık muhtemelen şimdi evlenmiş olacaktık. Büyük ihtimalle de ben mevcut hayatımdan çok daha yüksek bir refah seviyesine sahip olacaktım. Cebimde kocamın limitinde cimrilik etmediği bir kredi kartım, altımda arabam, İstanbul'da deniz manzaralı dayalı döşeli lüks bir dairem, hatta karnımda bir de itinayla yerleştirilmiş bir bebem olacaktı. Seninle ayrıldığımızı duyan birçok kız arkadaşım sen koca bir salaksın bu zamanda böylesi zor bulunur, susup otursaydın hayatını kurtarırdın, sevgi bir yere kadar kızım şeklinde tepkilerle geldiler bana. Hepsini siktir ettim. Hayatta altını çizip üzerini fosforlu kalemlerle boyadığım önemli kısımlar senin bana verebileceklerin değildi, olmadı da hiçbir zaman. Evet belki ben hayatımı kurtaracak, hem cinsim beyni boş bir çok hatunun deyimiyle istediğim her şeye sahip olabilecektim. Ama bunlara sahipken hayatın en içine sıçtığım anlarında bile ona rağmen ona tutunmamı sağlayan umutlarım, hayallerim, sevincim, enerjim olmayacaktı. Olmayacaktı çünkü sen daha en güzel zamanlarımızda, aşk böcükleri modunda takıldığımız günlerde hepsini kemirmeye başlamıştın bile yavaş yavaş. Yok etmeye yüz tutmuştu beni ben yapan her şey. Ve tamamen yok olduğunda ben içi boş bir et yığınına dönüşecektim. Sevgim olmayacaktı, inandıklarımı savunuşlarım, haksızlıklara karşı koymalarım, isyanlarım, ses yükseltmelerim, rest çekişlerim, heyecanım, haykırışlarım, özleyişlerim, ağlayışlarım, gülüşlerim, çocukça sevinçlerim olmayacaktı. Ama senin için nefes alsa yeterdim ya zaten, bunlar olmasaydı da olurdu. Daha bile iyi olurdu hatta.
Ben hayatımda olmanı, hayatında olmayı sevgine ve sana inandığım için istedim. Bu yüzden çırpındım hep. E sevginde kocaman bir yalan olduğuna göre bana verebileceklerinin hepsini al münasip yerine sok. İstemem. Onlar her koşulda kazanılır, edinilir. Ama hayallerini, yaşama sevincini, umudunu kaybetmiş insan büyük bir hiçtir ve işte odur bir daha zor kazanılan. Aramızdaki uçurumun sebebi buydu işte. En büyük fark buydu senle benim aramdaki. Ben kocaman bir yüreğe sahiptim. Kendimi iyi tanıyordum. Ne istediğimi biliyordum. Hayata dair hedeflerim ve o hedeflere nasıl ulaşabileceğime dair fikirlerim vardı. Bu yüzden olmasın sen beni benden daha iyi tanıyorsun deyişlerin?
Şimdi, eskiden olduğu gibi hep aynı yerdesin ama çok daha uzağımdasın. Demek ki sevgiymiş mesafeleri ortadan kaldırıp uzakları yakınlaştıran. Şimdi dünya küçük denmesine rağmen bir daha hiç karşılaşmayacakmışız gibi geliyor. Fena da olmaz hani. Yoksa yıllar bile geçse üstünden yüzüne hakkıyla bir tüküresim, içimde kalan kinimi yüzüne kusasım var. Bunu yapmak istemiyorum hiç. Yaşanılanlara saygım var hala. Sana ve yaptıklarına rağmen.
Bugün 1 Mayıs. Senin ayrılığından sonra boşluğa düşen, ne yapacağını bilemeyen, oradan oraya savrulan, sevinçleri de kederleri de en uçlarda yaşayan, artık geri dönmeyeceğini, bittiğini çok zor olsa da kabullenen ben hayatıma çeki düzen verebilmek, içinde sen olmayanı bırak senden kırıntı bile olmayan yeni bir başlangıç yapabilmek adına yalnız yaşamaya başladım geçen yıl bugün. Ev geçindirmenin sorumluluğu, yoğun iş temposunda koşturmaca, gelen giden telaşesi hakkaten de beni seni düşünmekten uzaklaştıran şeylerin başında geldi. Kabuk bağlamaya başladı adı sen olan yaram. Artık klişeleşmiş cümlelere ben de uydum ve yeni bir sayfada devam ediyorum hayatıma. Senin hiçbir zaman yeniden yer almayacağın, sadece isminin beraberinde birkaç anıyla anılacağı bir hayat. Hepsi bu. Sen busun artık benim için. Birkaç harften ibaret bir mazisin.
Bugün 1 Mayıs. Ben patronumuzun tatil demesine rağmen işe gittim, yarım gün de olsa çalıştım. İşlerimi toparladım. Mailime otomatik yanıtımı kurdum. Masamı tertemiz bıraktım. Yarın hayatımın son olmasını dilediğim ilk ameliyatına giricem çünkü. Küçük ve önemsiz deyip geçiştirdim ama fena heyecanlıyım. İyi dileklere ve dualara ihtiyacım var. Hastane çantamı hazırladım. Şimdi yarın ilk narkozu yiyeceğim saatlere geri sayım yapmak üzere yatıyorum.
Çok geçmiş olsun...
YanıtlaSilAyrıca hayat enerjini huzurunu ve mutluluğunu sömüren birinden kurtulmuşsun en büyük zenginlik zaten bunlara ek olarak sağlık bence yarın inşallah ameliyatın da iyi geçer ve sen hepsine sahip olarak yaşamaya devam edersin
çok teşekkürler :)
SilSelmam öncelikle çok geçmiş olsun...Yeni umutlara yeni heyecanlara yeni hayallere merhaba güle güle eskiler güle güle üzüntüler kederler :))))
YanıtlaSilsağolasın Kamilcim, bu arada çiçeklerin mis gibi kokuttu odamı :)
Silcanım, şimdiden çok geçmiş olsun..
YanıtlaSilhemen geçecek ve bitecek..
yarın arıycam seni..
ayrıca o kocaman yüreğine çok ta yakışmamaış zaten, aynı senin söylediğin gibi, mal mülk bir şekilde gelir, önemli olan insanın farklı değerlere sahip olması,
öpüyorum seni çok..
zeynep..
canım benim çok sağol ben de öpüyorum seni :)
Silhayırlı demelisin burdan söylemesi kolay tabii kimbilir neler yaşandı ne hayaller kuruldu ne umutlar beslendi ama baksana değmezmiş.
YanıtlaSilhaklısın, değmedi.. hep hayırlısı diyorum, hakkımızda herşeyin..
Silii olmuş seni sen yapan şeyleri somuren bi adamla yaşamak sana ne veriridi ki bu yazıdan anladığım kadarıyla bunun cevabı hiç bişi o nedenle hayat senin elinde her daim seninle güzel bırak giden gitsin yerine seninle hayal kurabılen biri gelsin senile mutlu olsun sen bunu hak ediyosun :)))
YanıtlaSilbegumyagci.blogspot.com