24 Nisan 2012

3. Ayı Devirirkene


24 Ocak 2012'de başladığım blog maceramın 3.ayındayım...

İşte ilk 3 ayın özeti (Tabii buna özet denirse :P)

*Özel hayatımda yaprak kımıldamadı. Hiçbir gelişme yok. Hâlâ bekarım. Ama bkz. yan tarafta 17:00 kahvemin köpüğünde hayra yorulmaya değer bir şeyler var gibi.

*Ocak ayında geçirdiğim rahatsızlıktan sonra aldığım kilolardan 3,4'ünü diyet ve sporla kışkışladım.

*Blog konusunda gözardı edilemeyecek bir başarı elde ettim. 3 ayda 8046 sayfa görüntülenmesi, 63 yayın, 60 takipçi ve birçok arkadaş kazandım. Öyle ki birkaç gün post göndermeyince hadi yazını bekliyoruz diyen supercellmaseverlerim var.

*Modaya, mutfağa, dekorasyona, kısaca yaşama dair her şey için yeni bir pencere sahibi oldum.

Hmm bir de aydınlatılmayı bekleyen bir konu var. Şu an ona parmak basıyorum. Ahanda bastım. Eski sevgilimi hâlâ sevdiğimi zanneden, bana bu konuda mailler gönderen birkaç folovırım var. Adı üstünde eski sevgili. Büyük aşktı, yaşandı ve bitti. O aşka dair her şey ve bitiminden geriye kalanlar ise burada sizinle Özlenen Sevgiliye Mektuplar etiketiyle paylaşılıyor. Kısacası bitti o iş. Ex'ten Next olmaz. Tekliflere açığım heheheheh ;)

Şimdi biraz ciddileşelim.

Blog yazmaya karar vermek başlı başına bir şeydi benim için. Ben zaten yıllardır günlük yazan, içime çok işleyen olayları mutlaka kaleme alan biriydim. Arkadaşlarımla da zaman zaman e-posta üzerinde paylaştığım yazılarım beğenilip Selo kızım sen mutlaka blog falan yazmalısın deyip gaz vermeleri sıklaşınca kendimi bir anda blogger sitesinde hesap açarken buldum. Sanırım iyi de olmuş. Bu kararı alma sürecimin uzun sürmesi kendime güvenimin olmamasından, ya da beğenilir miyim? takip edilir miyim? kaygılarından değildi kesinlikle. Yaklaşık bir yıl önce sırf mahalle baskısı, konu komşu dedikodusu, insanların işleri olmayan konulara burnunu sokması huyu gibi olumsuz çevresel faktörlerin ailemle olan ilişkilerimi yıpratıp kopacak seviyeye getirmesinden dolayı evimi ayırıp yalnız yaşamaya başladım. Yaşadıklarımı sindirip bu saçmalıkları umursamamazlık boyutuna geçmek için biraz kendimi dinleyip artık gerçekten kendim için yaşamayı, doğru bildiklerimi sonuna kadar savunmayı ve dünyadaki en değerli şeyin aslında kendim olduğuma inanıp bunu karşımdaki insanlara da hissettirmeyi öğrenmem gerekiyordu. Bu zaman zarfında ben bunu başardım. Ne zaman içim sıkılsa açıyorum yeni bir yayın döküyorum içimi ve rahatlıyorum. Bir kere kim ne der? aaauwww diye ayıplar mı? küser mi? üzerine alır gocunur mu? yazdıklarımı kötü niyetine malzeme yapar mı? diye düşünüp endişe etmekten sıyrıldım ben. Aslında birçoğumuz çevremizdeki insanlara göre yaşar olmuşuz hayatımızı ve mutsuzluğumuzun, güvensizliğimizin, dönemsel çöküntülerimizin, hatta depresyonlarımızın sebebi hep hayatımızdaki insanlar olmuş. Tehlikenin farkında mısınız? Ben kendime yakıştırdığımı giymeye, dilediğim gibi davranmaya, rencide edici, kırıcı şeylerle karşılaştığımda ya da basit insanların kendi kapasitelerince yaptıkları yorumlara mağruz kaldığımda amaaan deyip boşverip gülüp geçmeyi öğreneli mutluyum. Bu yüzden diyorum ki 27 yaşındayım ama 11 aydır yaşıyorum. Hayat hepimize bir kere verilmiş bir fırsat ve başkaları için yaşanmayacak da kadar kısa...

Hayatımda öteden beri olan, ya da blog sayesinde varlığımı keşfedip hayatımı bir ucundan paylaşan, beni kilometrelerce uzaktan okuyan, benimle gülen, benimle hüzünlenen, benimle ağlayan, beni anlamaya ve tanımaya çalışan, tanıyan, tanımadan seven, destek olan herkese minnettarım.

İlk 3 ayın En iyi Supercellmaseverlerini seçtim. Tabii ki kafama göre değil istatistiklere bakarak :)

Beni yorumlarından, önerilerinden, desteğinden mahrum etmeyen en sıkı folovırlarım Elma ShekeriÇömezin Dünyası, Renkli Kuş ve Smilena'ya sonsuz teşekkürler ediyorum ve buradan bissürü kokulu öpücükler gönderiyorum. Beni sessiz sedasız okuyan, seven folovırlarıma da teşekkürler. İyi ki varsınız :)

Ve diğerleri;
Bu çok sevdiğim Charles Bukowski sözü de sizin için geliyor:

"Benim hayatım, benim seçimlerim, benim hatalarım, benim sorunlarım, benim yalnızlığım. Yani özetle sizi ilgilendirmez."

Anlatabiliyor muyum??
Daha nice 3 ayları, yılları kutlayabilmek dileğiyle...


Follow Me on

14 kişi "açılın ben doktorum" demiş :

  1. Nice aylara canım.fincanın içindeki kalpçik çok anlamlı.hadi yine iyisin bence.yazmaya devam...60 değil 6 000 takipçin olur inşallah.beni seçmen de ayrı bir jest .ay nasıl teşekkür etsem ki....Bursalı arkadaşıma Bursadan sevgilerle.Kocaman öpüyorum seni...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Smilena, o kalpçik beni de mutlu etti, belki hayırlı bir şeyler olur kim bilir... Ben de seni öptüm kocaman :)

      Sil
  2. canım benim...
    en iyi süpercellmaseverler listene girmekten gurur duyuyorum..
    ne mutlu bana..
    daha çok uzun yıllar diliyorum sana 3'lü,33'lü, başarılı ve en önemlisi mutlu..
    ben yazılarını okumaktan çok zevk alıyorum, seni takip etmekten ve seni beğendiğimi sana olan yorumlarımla sana hissettirmekten..
    iyi ki tanıdım seni..
    ben de kokulu öpücüğünü sıcacık kucaklıyarak karşılıyorum canım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeynepcim çok teşekkürler iyi dileklerin için, çok seviyorum seni biliyorsun :)

      Sil
  3. Nice güzel postlarla dolu aylar dilerim:)

    www.gecekiyafeti.com

    YanıtlaSil
  4. Benim hayatım, benim seçimlerim, benim hatalarım, benim sorunlarım, benim yalnızlığım. Yani özetle sizi ilgilendirmez."

    Daha ne denebilir ki cell-o'm.. ,)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu da anlamıyorlarsa size bok yemek düşer denebilir Mihricanım :)

      Sil
  5. Selmacan; yazını şimdi okudum kusura bakma bi kaç gündür nete giremedim kim neler yazmış diye bakarken odaa neee böle şaşkın kaldımm :)nasıl bir sevindirik oldum bilemezsin :)asıl ben sana çok teşekkür ederim canım sende öpüldün :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne demek yavrucum ben teşekkür ederim :) ayyhhh teşekkürler havada uçuşuyor :)

      Sil
  6. Yanıtlar
    1. Teşekkürler sevgili Uyuşuk, üşenmeyip yorum yazdığın için mutlu ettin beni :)

      Sil

Hoopp birader baksana bi'!

Bu blogdaki tüm yazılar ve bazı görseller (alıntı olanların URLsi belirtilerek) supercellma tarafından eklenmiştir ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 81. maddesi gereğince kopyalamak, ticari amaçla kullanmak, yazar ismi belirtilmeden alıntı yapmak ve link vermeden kullanmak dahi suçtur. Aksini iddia eden varsa yolarım. Her türlü pisliği de yaparım. Hee akıllı olun canımı yiyin. Emek hırsızlığına karşı destek ve Emeğe Saygı lan. Dirsek çürütüyoruz burda...!!

 

supercellma Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review

back to top