Müdürsüz kalışımızın birinci haftası, ama daha önce üç kez aynı durumu yaşamış ben olağanüstü durumlara alışığım hamd olsun.
Evden çıkasım, bir şey yapasım yok. Bildiğin pertim sayın okuyucu. Ama benim laf anlamaz itiraz dinlemez kankagillerim sayesinde Cumartesi gecesi kendimi Değirmen Restaurant'ta fasılda buldum, üstelik ev halimle! Pazar günü de İnkaya'da piknikteydik. Fotoğraf çektim post yaparım diye ama nerdeee!
Şu, kişiler gider kurumlar kalır sözünün doğruluğuna şahit olduk. En zor en karışık dediğimiz işleri bile iş başa düştüğü için öğrendik, hallettik.
Şirket bana ve bizim Paranoyakmene gümrük işlemleri için vekalet verdi ve e-imza aldı. Bu ne demek oluyor bundan sonra Türkiye'deki karşılığı beyanname olan Serbest Bölge İşlem Formlarını biz düzenleyeceğiz, yeni, hayat kurtaracak bir çok şey öğreneceğiz. Kendisi elini taşın altına sokmak, sorumluluk almak istemedi ama patronu aynı zamanda amcası olunca seve seve kabul etti ehehe.
Stresten kabız oldum, beş yıldır problem çıkarmayan iç hemoroidim azdı.
Migren iğnelerimi acil durumlarda ilk kullanılacak şekilde yakınlarda elimin altında tutuyorum, bugünlerde en çok ihtiyacım olan şey.
Ben pek rüya gören biri değilim ama son iki gece kafa yorgunluğundan mıdır bilemiyorum rüyalar görüyorum. Dün gece annemlerin sokaktaki bir arsaya bir bebek atıldığını gördüm hemen koşup bebeği kurtardım, cinsiyetini bilmiyorum ama toprağa fır önceki geceyse göya Zafer beni almaya gelmiş, dışarı çıkacakmışız apartmanımın merdivenlerinden inip inip çıkış kapısına ulaşamadığımı gördüm. Bu gerçekliğin bilinçaltıma yansımasıydı, ulaşılmaz ya herif, bunu gördüm sanırım.
Zafer cephesinde işler şaşırtıcı, en azından benim için. Ben artık tahammül gücümün sınırlarındayım ya adama her türlü gideri yapıyorum ama o alttan alıp ortamı yumuşatmaya çalışıyor. Mesajlarıma cevap bile vermediğinden yakındığım adam için bu katedilen bir yol bence.
Şu an iş hayatım ön planda ve ben bu konuyu o bana ikimizle ilgili düşüncelerini söyleyene dek rafa kaldırdım.
Deniz'in ve Asortik'in, Şanselize Bulvarı'nın, Tibetin Annesinin, Biricit ve Çatı Katı'nın mimleri aklımda. İlk fırsatta yapacağım ama biraz zaman alabilir. Ayem so soriii ayem so biyzii canlarım.
Mesailerde son ses Orhan Gencebay'la bir ömür albümünü dinliyoruz, favorilerim Zara'nın seslendirdiği Dilenci ve Tarkan'ın Hatasız Kul Olmaz.
Spora yazılmayı düşünüyordum hem bu aralar mesai durumları gündemde olduğu için hem de hafta sonu 33 beden kota girebildiğim için bu konuyu da askıya aldım.
Bu günlerde benimde hayata karşı verebileceğim olumlu bir tepki yok... Hayata isyan edebilecek durumdayım ama kendimi toparlıyorum ki bu sölediğim caiz değil...
YanıtlaSilallam ya kendine iyi bak.
YanıtlaSil:)
ben artık müdür oldum postu bekliyordum:-))
YanıtlaSilteesüff ederim yani... benim mim? hani benim mim??? hıh!
YanıtlaSilŞükriye hanıma katılıyorum. :) e artık müdür olsan şuraya.. :)
YanıtlaSilSupercellma'cığımız,bozma moralini,her şey yoluna girer diyeceğim ama,insanın gerçekten de morali bozuksa bunlar fayda etmiyor :) Tek diyebileceğim lakabını unutma,sen süper bir kişiliksin yahu :)
YanıtlaSilSüpercelmaaaam, açıl ben doktorum. Allah'ım bu espiriyi beşbininci kez yaptım herhalde. Neyse hasta etme beni, mimledim ben seni :))) http://ruzgaradogruu.blogspot.com/2012/10/masamda-ne-var.html
YanıtlaSilBayıldım bu bloga hemen takibe alıyoruuuum ;)
YanıtlaSil